EB-3 Vizesi için başvuru nasıl yapılıyor? EB-3 Vizesi nedir?

EB-3 vizesi, istihdam bazlı Green Card vererek, Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunan şirketlerde çalışma fırsatı sunuyor. Bu yöntem ile yabancılara çekilişe katılmadan Green Card alma imkanı sağlanıyor. ABDPost.Com New York Temsilcisi Özlem Özgüt Yörekli’nin konuğu olan eb3vize.com çalışanı Gözde Bulkurcu, Türkiye’den de başvuru yapılabilen EB-3 vizesine dair bilinmeyenleri anlattı. 

İşte Gözde Bulkurcu’nun EB-3 vizesine dair açıklamasından konu başlıkları şu şekilde:

“İki şekilde başvurabiliyorsunuz. Buna bir Türkiye'den başvuru yapılıyor, bir de Amerika'dan. Türkiye'den yapılan başvurular konsolosluk aracılığı ile yapılıyor. Amerika’dan yapılanlar ise statü değişikliği yaparak yapılıyor. İlk süreç aslında hem Türkiye'den hem Amerika'dan başvurduğunuzda belli bir aşamaya kadar aynı şekilde yönetiliyor. Çalışma Bakanlığıyla yönetiliyor, daha sonraki aşamada Türkiye'den başvuru yaptığınızda konsolosluk süreci devreye giriyor. Buradan başvuru yaptığınızda ise Göçmenlik İdaresi devreye giriyor. Bu sürece başvuru yaparken çalışma izniniz, buradan yapılan başvurularda ve çalışma izni geldikten sonra sponsor olunan firmada en az bir yıl çalışmak üzere işe başlanıyor. Türkiye'den yapılan başvurular değilse konsolosluk sürecini geçtikten sonra yani o mülakatı geçtikten sonra, sizin pasaportunuza bir EW 3 vizesi basılıyor. Bu aslında bir Green Card demek. Buradaki anlamı öyle ama Green Card’ı uluslararası göndermedikleri için size 6 aylık bir süre veriliyor ve zaten sponsor firmada çalışacağınız için birkaç ay içerisinde buraya geliyorsunuz, yerleşiyorsunuz ve bir buçuk ay içerisinde de hem sosyal güvenlik numarası hem de Green Card’ınız geliyor ve işe başlıyorsunuz.

“SÜREÇ KİŞİDEN KİŞİYE DEĞİŞİKLİK GÖSTEREBİLİYOR”

Şu anda süreçte belli bir yavaşlık var. Bununla ilgili zaten belli videoları da aslında ben zaman zaman youtube kanalımızda yayınlıyorum. Vize bülteniyle alakalı bir yavaşlık var. Bunun dışında Çalışma Bakanlığı’nda çalışma sertifikasının onaylanmasında çok uzun süreler mevcut. Yani ilk aşama şu anda ortalama 17 ay sürüyor. Süreler, Türkiye’den de başvuru yapıldığında buradan da yapıldığında ortalama aynı devam ediyor. Ondan sonra I140 başvurusuna geçiliyor. O da sponsor firmanın size sponsor olabileceğini, finansal anlamda kanıtlamasını gerektiren bir süreç oluyor. Bu süreçlerin hepsini göz önünde bulundurursak Türkiye'den ortalama 3 sene rahat sürecektir. Minimum 2 sene deniyordu ama bu dediğim sebeplerden dolayı 3 sene sürecektir. Bir de bu süreyle ilgili kesin bir şey söylemek de çok doğru olmuyor. Çünkü kişiden kişiye, vakadan vakaya o kadar çok değişkenlik gösteriyor. Aynı firma üzerinden başvuruyorsunuz ama birinin bir buçuk sene sürerken diğerinin 2 ya da 2,5 sene sürebiliyor. Bu tamamen kişisel bir şey, bir yandan da şansla da alakalı.

AMERİKA’DAN BAŞVURU YAPMAK DAHA AVANTAJLI

Amerika’dan başvuru daha avantajlı, süre olarak daha kısa sürüyor. Amerika'dan başvurduğunuzda çalışma izni erken geliyor. Çalışma izni geldiği zaman, işe başlıyorsunuz zaten Green Card süreciniz tamamlanana kadar da o işin yarısına gelmiş oluyorsunuz. Aslında oradan bir süre kazanmış oluyorsunuz. Onun dışında şu anda Amerika içinden yapılan başvurularda da mülakata çağrılma oranı çok düşük. Çoğunlukla çağrılmıyor. Bu da covid döneminden sonra oldu. Yani buradan öyle bir avantaj var. Türkiye'den bu aralar özellikle konsolosluk süreci çok uzun sürüyor. Hem de ret oranlarındaki artışla birlikte insanlarda korku oluyor ama ikisi çok farklı süreç. Şuna da açıklık getirmek istiyorum, göçmen olmayan vizelerde mülakata girdiğinizde, konsolosluğun sizi doğrudan reddetme yetkisi yok. Yani turist ve öğrenci vizelerindeki gibi size onaylanmadı diyemiyor. Böyle bir yetkiye sahip değil. Çünkü belli başlı süreçlerden geçiyorsunuz, birçok belgeniz o aşamaya kadar hazır ve onaylanmış oluyor. O yüzden eğer sizinle ilgili şüpheli bir durum tespit ederlerse, sizin evraklarınızı Göçmenlik Dairesine gönderiyorlar ve onlara sizin gerçekten bu konuda uygun olmadığınızı kanıtlamak zorunda kalıyorlar. 

“GENELDE VASIFSIZ ELEMAN DAHA ÇOK ALINIYOR”

Genelde vasıfsız eleman daha çok alınıyor. İş olarak örnek vermem gerekirse; bulaşıkçılık, AVM'lerde, restoranlarda, otellerde temizlik görevleri, depolarda çalışabiliyorsunuz. Onun dışında fast food restoranlarda genellikle çoğunlukla çalışabiliyorsunuz. İnsanlar Amerika’da işçi mi yok dışarıdan insan alıyor diye düşünüyor. Ancak özellikle iç eyaletlerde iş gücü bulma olasılığı oranı ciddi oranlarda düşük ve bu anlamda zorlanıyorlar. Gerçekten ciddi anlamda iş gücüne ihtiyaçları var. Çalışma saatleri de uzun, birçok shift var ve bunu karşılayacak elemanı bulmak gerçekten zor oluyor. Firmalar da eleman bulamadıkları için mecburen sponsor olalım, eleman bulalım diye düşünüyor. Vasıflılar için tabi daha farklı iş sahaları var. Bulduğunuz işin eğitim ve niteliklerinize uygun olması gerekiyor. Yani kendi niteliğiniz ve eğitimimize uygun olmayan vasıflı bir iş üzerinden başvuru gerçekleştiremezsiniz. Bu ciddi olarak sorgulanır. Vasıfsız bir işe başvurduğunuzda, eğitim ve nitelik aranmıyor. O yüzden sizin eğitim ve niteliğiniz aslında çok bir anlam ifade etmiyor.

“SPONSOR OLACAK FİRMANIN BÜYÜKLÜĞÜ ÇOK ÖNEMLİ”

Sponsorun büyüklüğü çok önemli. Yani 100’den az çalışanı olan firmalar, genellikle daha ekstra bir finansal araştırmaya tabi tutuluyorlar. Bu da sizin için bir risk doğuruyor. Her zaman büyük firmalardaki işe başvurmak sizin için bir avantaj. Çünkü o firmaların da gerçekten eleman ihtiyacı olduğu konusunda Çalışma Bakanlığı’na kanıtlama yapmaları gerekiyor. O noktada avantajlı olmuş oluyorsunuz. Süreçte daha iyi ilerliyor. Aracı firmalar, belli sponsorlarla anlaşıyorlar ve anlaştıktan sonra kontenjan açılıyor. Kontenjan açılınca ilk süreç başlamış oluyor. İlk 78 aylık süreç tamamen sponsor ve Çalışma Bakanlığı arasında geçiyor. İlk önce ücret belirleme formu gönderiliyor. Bunun onaylanması ortalama 6 ay sürüyor. Sizin çalışacağınız sponsorun, size minimum ödeyeceği ücret Çalışma Bakanlığı tarafından belirleniyor.

“BAŞVURULAR TAMAMLANDIKTAN SONRA ÖZGÜRSÜNÜZ”

Ardından 2 aylık bir sürece giriliyor. Bu süreçte; reklamlar ve iş ilanları. İlk 30 gün iş ilanların alımı, sonraki 30 gün de bunların incelenmesi kısmı yer alıyor. Bu süreç tamamlandıktan sonra sizin adınıza çalışma sertifikasına başvuru yapılıyor. Lever sertifikasının onaylanması da şu anki verilere göre 10 ay sürüyor. Bir de rastgele bir denetim sistemi bulunuyor. Yani elde bulunan dosyalara rastgele yüzde 30 oranında bir denetleme yapılıyor. Bu gelirse süreç uzayabiliyor. Bu onaylandıktan sonra artık firma, Göçmenlik İdaresine I140 başvurusu yapıyor. Daha sonra sizin adınıza bu belgede geldikten sonra, sizin adınıza çalışma izni başvurusu seyahat izni başvurusu ve Green Card başvurusu yapılıyor. Çalışma izniniz gelince şu anda ortalama 2-3 ayda onay geliyor. Çalışma izni başvurusundan sonra da çalışmaya başlıyorsunuz. Bir seneyi tamamladıktan sonra özgürsünüz.

“BİR AY İÇERİSİNDE GREEN CARD SAHİBİ OLUYORSUNUZ”

Türkiye’den başvurularda da Laber sertifikasına göre süreç Amerika ile ortak ilerliyor. Sonra yine I140 başvurusu yapılıyor sponsor tarafından. Göçmen İdaresine belli başlı belgeler de teslim ediliyor. Bunlar genellikle; nüfus kayıt örnekleri, varsa diplomalarınız gibi belgeler oluyor. Belgeleriniz de onaylandıktan sonra sizin için randevu veriyorlar. DS-260 formu dolduruluyor. Onun akabinde National Vize Center’a gidiyor. Ondan sonra size randevu günü veriyorlar ve siz o randevu gününü bekliyorsunuz. Randevudan sonra her şey olumlu giderse, vizeniz basılıyor ve birkaç ay içerisine geliyorsunuz. Geldiğiniz adrese bir ay içerisinde Green Card’ınız, bir buçuk ay içerisinde de sosyal güvenlik numaranız geliyor.”