Hızlı Gezgin İbrahim Durhat Anlatıyor...
Gezmek, farklı kültürden yeni insanlar tanımak, dil öğrenmek ve gittiği yerlerin değişik lezzetlerini tatmak hemen herkesin hayalidir herhalde. 'Sıradışı Gezginler' Youtube kanalı, sosyal medyada 'Hızlı Gezgin' olarak hesabı bulunan İbrahim Durhat ile güzel bir söyleşi gerçekleştirmiş. ABDPost ekibinden arkadaşımız olan İbrahim'in, keyifli gezi anılarını paylaştığı bu haber, küçük bütçelerle de gezilebileceğine dair bir teşvik olur umarız herkese.

02 Ocak 2021 - 11:12
Samsun'da doğup büyüyen Hızlı Gezgin İbrahim Durhat'ın gezme arzusu, çocukluğunda annesinin seyahatlerinde onu da yanına almasıyla başlamış.
İlk olarak 2012 yılında yurtdışında düzenlenen Türk Kültür ve Kitap Fuarları'na katılımıyla yurtdışı
seyahatini gerçekleştirmiş. Sonrasında 2015 yılında İstanbul'dan Zürih'e bir seyahat gerçekleştirmiş. Birdenbire kendisini İtalya'da bulduğunu anlatıyor. Ardından da İspanya'ya geçmiş. Sonra sırasıyla, Fransa, Belçika ve Hollanda takip etmiş. 5-6 günlük planladığı Zürih seyahati, 1 aylık mini bir Avrupa turuna dönüşmüş adeta.
Yollarda genellikle otostop çekerek gezdiğini anlatıyor. Bazen 6 saat bekleyip kimsenin almadığı da oluyormuş. En uzun seyahatini 28 günlük tren yolculuğuyla Hindistan'da yapmış. İsveç'ten Finlandiya'ya geçerken Baltık Denizi'nde 17 saatlik bir yolculuk geçirmiş. Ama böyle uzun yolculuklarda gördüğü manzaraların her şeye değdiğini ifade ediyor. Özellikle de İskandinavya! Kuzey Işıkları'nı da görmüş İbrahim Durhat.
Seyahatlerinde kendisine yardım eden insanlarla ve bazen Türklerle de karşılaştığını anlatıyor. Yol masrafını karşılayanlar, evinde ağırlayanlar, restoranında yemek verenler...
Gördüğü ülkelerden biri de Fas. Buradaki hayatı çok eğlenceli bulmuş. Marakeş'te maymun ve yılan oynatıcılarını yerinde görmüş. Tekrar gitmeyi istediği yerlerden biri.
Bazen kötü sürprizlerle de karşılaştığı olmuş tabii. Mesela, Barcelona'da kumsalda yattığında telefonu çalınmış. Daha önce Samsun'da misafir ettiği bir İspanyol arkadaşını hatırlayıp, mail ile iletişim kurarak bu defa İbrahim onun misafiri olmuş Barcelona'da.
Couchsurfing, Airbnb, hosteller ve çadır konaklama seçenekleri. Ancak İbrahim'in favorisi kesinlikle couchsurfing. Çünkü gittiği ülkenin insanının ona bambaşka tecrübeler yaşatabildiği kanısında.
Mutlaka gezilip görülmesi gereken yerler arasında; farklı kültür ve dine mensup insanların bir arada yaşadığı Hindistan'ı örnek veriyor. Buradaki festivallerde eğlenebilirsiniz.
En çok problemi ise Polonya'da yaşadığını ifade ediyor. Kaldığı 7 günün 4 gününde problem yaşamış. Irkçılıkla karşılaşmış maalesef. Sakalını işaret ederek 'Nedir bu? Kes şunu!' gibi söylemlerle karşılaştığını anlatıyor.
Gezilerinde düşük bütçeyle hareket etiği için; yanında vakumlu poşetlerde peynir, zeytin, kuruyemiş gibi gıdalar götürerek en azından ilk birkaç haftayı böyle idare ettiğini söylüyor. Ama tabii gittiği ülkelerin lezzetlerini de tatmadan dönmüyormuş. Mesela en hoşuna gidenler arasında Portekiz'in meşhur tatlısı Belem turtası ve Etiyopya'da içtiği Buna kahvesini örnek veriyor.
İçme suyuna gelince, restoranlardan yanındaki 1.5 litrelik şişelere su doldurmalarını rica ettiğini söylüyor. Çünkü TL, Euro ve Dolar karşısında çok değer kaybettiğinden ve Avrupa şehirleri de çok pahalı olduğundan, bir şişe suya 20 TL gibi para ödemek zorunda kalacağını ve yeterince su içemeyeceğini anlatıyor.
Afrika ülkelerine de seyahat eden İbrahim, burada en çok Etiyopya'yı beğenmiş. Kenya aktarmalı gittiği için Kenya'yı da görme şansı olmuş. Doğal ortamlarında vahşi hayvanları besleme tecrübesini de yaşamış.
Seyahatleri arasında doğasını en çok sevdiği yer Norveç olmuş. Buradaki Fjord manzarasının eşsiz olduğunu söylüyor. İnsanını en sıcak bulduğu yer ise, Etiyopya ve Fas olmuş. Yemeklere gelince, Yemen ve Afgan yemeklerini çok beğenmiş.
Yola çıkacak insanlara en büyük tavsiyesi, çantalarının hafif olması gerektiği. Ellerindeki kısıtlı parayı en verimli nasıl değerlendirebileceklerine odaklanarak gezmelerini öneriyor ayrıca.
Birçok yerde tanıştığı insanlarla da bağını koparmamış ve iletişime devam ettiğini söylüyor. İkinci veya üçüncü kez gittiği yerlerde mutlaka o insanlarla buluşmayı alışkanlık edinmiş.
Şu anda ise, Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşıyor.
KAYNAK: Sıradışı Gezginler
İlk olarak 2012 yılında yurtdışında düzenlenen Türk Kültür ve Kitap Fuarları'na katılımıyla yurtdışı
seyahatini gerçekleştirmiş. Sonrasında 2015 yılında İstanbul'dan Zürih'e bir seyahat gerçekleştirmiş. Birdenbire kendisini İtalya'da bulduğunu anlatıyor. Ardından da İspanya'ya geçmiş. Sonra sırasıyla, Fransa, Belçika ve Hollanda takip etmiş. 5-6 günlük planladığı Zürih seyahati, 1 aylık mini bir Avrupa turuna dönüşmüş adeta.
Yollarda genellikle otostop çekerek gezdiğini anlatıyor. Bazen 6 saat bekleyip kimsenin almadığı da oluyormuş. En uzun seyahatini 28 günlük tren yolculuğuyla Hindistan'da yapmış. İsveç'ten Finlandiya'ya geçerken Baltık Denizi'nde 17 saatlik bir yolculuk geçirmiş. Ama böyle uzun yolculuklarda gördüğü manzaraların her şeye değdiğini ifade ediyor. Özellikle de İskandinavya! Kuzey Işıkları'nı da görmüş İbrahim Durhat.
Seyahatlerinde kendisine yardım eden insanlarla ve bazen Türklerle de karşılaştığını anlatıyor. Yol masrafını karşılayanlar, evinde ağırlayanlar, restoranında yemek verenler...
Gördüğü ülkelerden biri de Fas. Buradaki hayatı çok eğlenceli bulmuş. Marakeş'te maymun ve yılan oynatıcılarını yerinde görmüş. Tekrar gitmeyi istediği yerlerden biri.
Bazen kötü sürprizlerle de karşılaştığı olmuş tabii. Mesela, Barcelona'da kumsalda yattığında telefonu çalınmış. Daha önce Samsun'da misafir ettiği bir İspanyol arkadaşını hatırlayıp, mail ile iletişim kurarak bu defa İbrahim onun misafiri olmuş Barcelona'da.
Couchsurfing, Airbnb, hosteller ve çadır konaklama seçenekleri. Ancak İbrahim'in favorisi kesinlikle couchsurfing. Çünkü gittiği ülkenin insanının ona bambaşka tecrübeler yaşatabildiği kanısında.
Mutlaka gezilip görülmesi gereken yerler arasında; farklı kültür ve dine mensup insanların bir arada yaşadığı Hindistan'ı örnek veriyor. Buradaki festivallerde eğlenebilirsiniz.
En çok problemi ise Polonya'da yaşadığını ifade ediyor. Kaldığı 7 günün 4 gününde problem yaşamış. Irkçılıkla karşılaşmış maalesef. Sakalını işaret ederek 'Nedir bu? Kes şunu!' gibi söylemlerle karşılaştığını anlatıyor.
Gezilerinde düşük bütçeyle hareket etiği için; yanında vakumlu poşetlerde peynir, zeytin, kuruyemiş gibi gıdalar götürerek en azından ilk birkaç haftayı böyle idare ettiğini söylüyor. Ama tabii gittiği ülkelerin lezzetlerini de tatmadan dönmüyormuş. Mesela en hoşuna gidenler arasında Portekiz'in meşhur tatlısı Belem turtası ve Etiyopya'da içtiği Buna kahvesini örnek veriyor.
İçme suyuna gelince, restoranlardan yanındaki 1.5 litrelik şişelere su doldurmalarını rica ettiğini söylüyor. Çünkü TL, Euro ve Dolar karşısında çok değer kaybettiğinden ve Avrupa şehirleri de çok pahalı olduğundan, bir şişe suya 20 TL gibi para ödemek zorunda kalacağını ve yeterince su içemeyeceğini anlatıyor.
Afrika ülkelerine de seyahat eden İbrahim, burada en çok Etiyopya'yı beğenmiş. Kenya aktarmalı gittiği için Kenya'yı da görme şansı olmuş. Doğal ortamlarında vahşi hayvanları besleme tecrübesini de yaşamış.
Seyahatleri arasında doğasını en çok sevdiği yer Norveç olmuş. Buradaki Fjord manzarasının eşsiz olduğunu söylüyor. İnsanını en sıcak bulduğu yer ise, Etiyopya ve Fas olmuş. Yemeklere gelince, Yemen ve Afgan yemeklerini çok beğenmiş.
Yola çıkacak insanlara en büyük tavsiyesi, çantalarının hafif olması gerektiği. Ellerindeki kısıtlı parayı en verimli nasıl değerlendirebileceklerine odaklanarak gezmelerini öneriyor ayrıca.
Birçok yerde tanıştığı insanlarla da bağını koparmamış ve iletişime devam ettiğini söylüyor. İkinci veya üçüncü kez gittiği yerlerde mutlaka o insanlarla buluşmayı alışkanlık edinmiş.
Şu anda ise, Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşıyor.
KAYNAK: Sıradışı Gezginler
YORUMLAR