Brooklyn'de Başarılı Bir İşadamı: Özgür Yeşiltaş
Denise Türkan Youtube kanalından 'New York'ta Soruları Ben Sorarım' Programında bu sefer bir başka başarılı insanı konuk ediyor. Brooklyn'deki Oz Steel Inc. Çelik Konstrüksiyon firmasının Türk sahibi Özgür Yeşiltaş kendi başarı hikayesini ilham olmak için anlatıyor. Bu samimi röportajı kaçırmayın...

11 Aralık 2020 - 18:36
New York'taki firmasının iş sahası nedir?
Özgür Yeşiltaş yapı öğretmenliğimezunu. İstanbul'da mobilya tasarımı yaparken 2005 yılında geldiği Amerika'da bir demir firmasında çizim yapmak üzere işe başlamış. Şu an Brooklyn'de kendi firmasına sahip ve çelik konstrüksiyon işi ile mimari merdivenler tasarlayıp üretiyor. Demir ile yapılan tüm işleri yapıyor.
Bir Türk olarak, New York'ta bu iş sahasında müşteri bulmakta zorlanıyor mu?
İşi bilen ve biraz da risk alabilen herkes için mümkün olduğu cevabını veriyor Yeşiltaş. 2013 yılında firmasını açarken New York'ta kuralların biraz daha esnek olmasının da kendi şansı olduğunu ifade ediyor. Fakat şu an sigorta bedellerinin iş kazalarından ötürü yükseltilmesinden, işyerini yeni açacaklar için işlerin biraz daha zorlaştığını söylüyor. Artık 7 yıldır New York'ta bu işin içinde her şeyi öğrenip kendini geliştirdiği ve müşteri çevresi edindiği için işlerinde rahat ilerliyor. Hem de inşaat sektöründe isim yapıp tanınmış durumda.
Amerika'da başından geçen ilginç bir anı...
Amerika New York'a ilk göç ettiği zaman, yine bir Türk olan ev arkadaşı kendisini trenlerin çok tehlikeli olduğu, oralarda insanlara saldırıp kestikleri şeklinde korkutmasından ötürü 3 ay trene binmediğini anlatıyor. Zaten Amerika'ya da ani bir şekilde hazırlıksız ve araştırma yapmadan geldiği için de tecrübeli olan arkadaşına inanmış. Ama hiçbir şekilde böyle bir şeyle karşılaşmamış daha sonrasında. Ve İstanbul kadar güvenli bir şehir olduğunu söylüyor.
New York, Amerika kendisine hiç hayal kırıklığı yaşattı mı?
Hiç hayal kırıklığı olmadığını söyleyen Yeşiltaş, asla 'keşke gelmeseydim' dememiş.
Covid-19 demir sektörünü de etkiliyor mu?
Şu ana kadar bu sektörde özel sipariş işlerin etkilenmediğini, işlere aynen devam edildiğini ancak diğer birçok sektör etkilendiği için müşterilerden ödemelerin geç geldiğini belirtiyor Yeşiltaş. Fakat devlete bağlı işler, mesela okul inşaatları tamamen durmuş Amerika'da. Bu sebeple okul inşaatı alanında iş olmadığını söylüyor. Hatta okul ve devlet işleri yapan bazı arkadaşlarının mağdur olduğunu söylüyor.
15 yıldır Amerika'da yaşarken Türkiye ile Amerika arasında ne gibi farklılıklar hissetti?
'New York'un suyunu bir kez içen burayı terk edemez!' söyleminin doğru olduğunu ifade eden Yeşiltaş, ilk geldiğinde kültürel farklılıkları yadırgadığını ama 15 yıldan sonra artık Türkiye'ye gittiği zaman orayı yadırgadığını anlatıyor. Sadece ailesini ve memleketini özlediğini ama artık bir New York'lu olduğunu belirtiyor.
Ancak mesleki alanda inşaat sektörünün Amerika'ya göre teknolojik anlamda çok ilerlediğini, Amerika'da ise daha basite indirgenerek yapıldığını söylüyor. Aradaki fark bu. Türkiye'yi bu alanda biraz daha iyi buluyor.
Ama Amerika'da da kişisel haklara çok önem verildiğinden, iş kazalarına önlem almak için sürekli yeni kurallar getirildiğini anlatıyor. İşçiler düzenli eğitim almak zorundalar ve sigorta primleri işverene büyük maliyet getiriyor. Bu anlamda Amerika daha iyi durumda.
Amerika'da neden New York'u seçti?
Amerika'da tek tanıdığı kişi New York'ta yaşadığı için bu şehri seçtiğini söyleyen Yeşiltaş, "Eğer Teksas'ta tanıdığım olsaydı oraya giderdim." diye espri yapıyor.
Türk elemanı var mı?
Yeşiltaş'ın firmasında 7 Türk çalışıyor. Mühendisler ve işçiler. Ayrıca New York'a yeni gelen Türklere elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyor. Kendisi de o zorlukları yaşadığı için bu konuyu çok önemsiyor.
Demir sektörü, inşaat dışında hangi alanlara hizmet veriyor?
Tasarım ve estetiğe önem veren Yeşiltaş inşaat dışında; mobilyalar, mimari merdivenler ve çeşitli objeler de tasarladığını anlatıyor. Film setlerinin kurulumunu da yapıyorlar. Dekorlar kuruluyor. Restoranların dış cepheleri vs. çok alana yayılıyor.
Yaptığı işlerde Türk etnik motiflerini kullanıyor mu?
Tasarımcı yanı ağır basan Yeşiltaş, Türk etnik motiflerini çokça kullanmayı seviyor. Manhattan'da çalıştıkları inşaatların en son katlarını demirle giydirdiklerinde en tepeye Türk bayrağı motifini mutlaka eklediğini dip not olarak ekliyor.
KAYNAK: Denise Turkan
Özgür Yeşiltaş yapı öğretmenliğimezunu. İstanbul'da mobilya tasarımı yaparken 2005 yılında geldiği Amerika'da bir demir firmasında çizim yapmak üzere işe başlamış. Şu an Brooklyn'de kendi firmasına sahip ve çelik konstrüksiyon işi ile mimari merdivenler tasarlayıp üretiyor. Demir ile yapılan tüm işleri yapıyor.
Bir Türk olarak, New York'ta bu iş sahasında müşteri bulmakta zorlanıyor mu?
İşi bilen ve biraz da risk alabilen herkes için mümkün olduğu cevabını veriyor Yeşiltaş. 2013 yılında firmasını açarken New York'ta kuralların biraz daha esnek olmasının da kendi şansı olduğunu ifade ediyor. Fakat şu an sigorta bedellerinin iş kazalarından ötürü yükseltilmesinden, işyerini yeni açacaklar için işlerin biraz daha zorlaştığını söylüyor. Artık 7 yıldır New York'ta bu işin içinde her şeyi öğrenip kendini geliştirdiği ve müşteri çevresi edindiği için işlerinde rahat ilerliyor. Hem de inşaat sektöründe isim yapıp tanınmış durumda.
Amerika'da başından geçen ilginç bir anı...
Amerika New York'a ilk göç ettiği zaman, yine bir Türk olan ev arkadaşı kendisini trenlerin çok tehlikeli olduğu, oralarda insanlara saldırıp kestikleri şeklinde korkutmasından ötürü 3 ay trene binmediğini anlatıyor. Zaten Amerika'ya da ani bir şekilde hazırlıksız ve araştırma yapmadan geldiği için de tecrübeli olan arkadaşına inanmış. Ama hiçbir şekilde böyle bir şeyle karşılaşmamış daha sonrasında. Ve İstanbul kadar güvenli bir şehir olduğunu söylüyor.
New York, Amerika kendisine hiç hayal kırıklığı yaşattı mı?
Hiç hayal kırıklığı olmadığını söyleyen Yeşiltaş, asla 'keşke gelmeseydim' dememiş.
Covid-19 demir sektörünü de etkiliyor mu?
Şu ana kadar bu sektörde özel sipariş işlerin etkilenmediğini, işlere aynen devam edildiğini ancak diğer birçok sektör etkilendiği için müşterilerden ödemelerin geç geldiğini belirtiyor Yeşiltaş. Fakat devlete bağlı işler, mesela okul inşaatları tamamen durmuş Amerika'da. Bu sebeple okul inşaatı alanında iş olmadığını söylüyor. Hatta okul ve devlet işleri yapan bazı arkadaşlarının mağdur olduğunu söylüyor.
15 yıldır Amerika'da yaşarken Türkiye ile Amerika arasında ne gibi farklılıklar hissetti?
'New York'un suyunu bir kez içen burayı terk edemez!' söyleminin doğru olduğunu ifade eden Yeşiltaş, ilk geldiğinde kültürel farklılıkları yadırgadığını ama 15 yıldan sonra artık Türkiye'ye gittiği zaman orayı yadırgadığını anlatıyor. Sadece ailesini ve memleketini özlediğini ama artık bir New York'lu olduğunu belirtiyor.
Ancak mesleki alanda inşaat sektörünün Amerika'ya göre teknolojik anlamda çok ilerlediğini, Amerika'da ise daha basite indirgenerek yapıldığını söylüyor. Aradaki fark bu. Türkiye'yi bu alanda biraz daha iyi buluyor.
Ama Amerika'da da kişisel haklara çok önem verildiğinden, iş kazalarına önlem almak için sürekli yeni kurallar getirildiğini anlatıyor. İşçiler düzenli eğitim almak zorundalar ve sigorta primleri işverene büyük maliyet getiriyor. Bu anlamda Amerika daha iyi durumda.
Amerika'da neden New York'u seçti?
Amerika'da tek tanıdığı kişi New York'ta yaşadığı için bu şehri seçtiğini söyleyen Yeşiltaş, "Eğer Teksas'ta tanıdığım olsaydı oraya giderdim." diye espri yapıyor.
Türk elemanı var mı?
Yeşiltaş'ın firmasında 7 Türk çalışıyor. Mühendisler ve işçiler. Ayrıca New York'a yeni gelen Türklere elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyor. Kendisi de o zorlukları yaşadığı için bu konuyu çok önemsiyor.
Demir sektörü, inşaat dışında hangi alanlara hizmet veriyor?
Tasarım ve estetiğe önem veren Yeşiltaş inşaat dışında; mobilyalar, mimari merdivenler ve çeşitli objeler de tasarladığını anlatıyor. Film setlerinin kurulumunu da yapıyorlar. Dekorlar kuruluyor. Restoranların dış cepheleri vs. çok alana yayılıyor.
Yaptığı işlerde Türk etnik motiflerini kullanıyor mu?
Tasarımcı yanı ağır basan Yeşiltaş, Türk etnik motiflerini çokça kullanmayı seviyor. Manhattan'da çalıştıkları inşaatların en son katlarını demirle giydirdiklerinde en tepeye Türk bayrağı motifini mutlaka eklediğini dip not olarak ekliyor.
KAYNAK: Denise Turkan
YORUMLAR