ABD'de Savaş Uzmanıydı, Burdur'da Dedesinin Köyüne Yerleşti

Dr. Ece Aynur Onur, Amerika'daki kariyerini bırakarak memleketi Burdur'a döndü ve burada susuz tarım çiftliği kurdu. Dr. Onur, çiftçi olmak isteyen ancak cesaret edemeyenlere, 'Geleceğin özgür ve kaliteli yaşamı kırsalda olacak. Çiftçilik kod yazmayı bilmek kadar prestijli bir meslek olarak görülecek. Her yaştan vatandaşımıza çağrım lütfen topraklarınızı, köyünüzü terk etmeyin. Toprağınıza sahip çıkın' dedi.

Günümüzde birçok kişi Amerika’da yaşama hayali kurarken, Dr. Ece Aynur Onur (39) ABD’de akademisyenliği bırakıp memleketi Burdur’un bir köyünde yaşamayı tercih etti. Çiftçi olmak için mesleğinden vazgeçen Onur o süreci, “Dedem rahmetli olduktan sonra ondan miras kalan tarlaları tespit etmek için 2015 yılında ilk defa Kayalı köyüne gittim. Köyün kendi kaderine terk edilmiş olduğunu gördüm. Okul kapalıydı. Köyde sağlık ocağı, hatta bakkal bile bulunmuyordu. Bu durum beni derinden sarstı. Ben o dönemde Indiana Üniversitesi’nde iki yıl üst üste ‘Geleceğin Eğitimcisi’ ve ‘Yılın Eğitimcisi’ ödüllerini almıştım. Kayalı köyünde okulun önünde beklerken gerçek suratıma tokat gibi çarptı. Köyüm bu durumdayken benim ABD’de o ödülleri almış olmamın hiçbir önemi ve anlamı yoktu” diyerek anlattı.

SAHAYA İNDİ
Bölgenin Göller Yöresi sınırlarında olmasına rağmen kuraklık ile boğuştuğunu söyleyen Ece Aynur Onur, “Acilen bir şeyler yapılmalıydım. Savaş uzmanı bir antropolog olarak önümüzdeki yüzyılı su ve gıda savaşlarının belirleyeceğini öngörerek üniversiteyi bıraktım ve sahaya indim. Bölgemizde çok hızlı bir şekilde sulu tarımdan susuz tarıma ve eş zamanlı olarak büyükbaş hayvancılıktan küçükbaş hayvancılığa geçiş yapılması gerektiği sonucuna vardık. Yaptığımız araştırmalar sonucunda kapasitemizin hayvancılıktan ziyade tarıma uygun olduğunu belirledik ve o yoldan ilerledik. Bir anlamda amfide anlattığım teorik bilgileri birebir tarlada ve fabrikada uygulamaya başladım” dedi. 

Küçükken tarla işlerine ilgi duymayan, köy hayatını hiç sevmeyen Onur, “İlk defa ABD’de evimin bahçesinde domates, salatalık gibi ürünler yetiştirmeye başladım. Çünkü sebzeler plastik gibi lezzetsiz ve kokusuzdu. Ben Türkiye’deki sebze ve meyveyi özlüyordum. Dokuz yıl ABD’de yaşadıktan sonra Türkiye’ye geldiğimde gördüm ki buradaki sebze ve meyve de ABD’deki gibi olmuş. Dedemin köyüne ve topraklarına sahip çıkma güdüsü ve çocukluğumun temiz gıdasına duyduğum özlem beni toprakla buluşturdu” diyerek çiftçilik yapma nedenlerini anlattı.