ABD'den İzmir'e Geldi, Oğlu İçin STK Kurdu
Amerika Birleşik Devletleri'nin New York eyaletinde 24 yıl yaşadıktan sonra ani bir kararla Türkiye'ye dönen ve İzmir'e yerleşen Veysel Şahin, otizmli oğlu için pek de iyi bir karar vermediğini kavradı. Geri dönmeyi düşündü, fakat Türkiye'deki otizmli çocuklar ne olacaktı?..

Veysel Şahin, 1989 yılından 2012 yılına kadar 24 yıl New York'un Queens ve Brooklyn bölgelerinde yaşamış bir işadamı. Ama her her şeyden önemlisi o, otizmli çocuğu olan bir baba. Annesini kaybetmenin acısıyla ani bir karar verip uzun yıllar yaşadığı Amerika'yı terk edip, İzmir'e yerleşecek kadar da duygusal bir insan.
Otizm Eğitiminde Amerika ve Türkiye Arasındaki Fark...
Üç çocuk babası Veysel Bey'in en küçük çocuğu Ege, otizmli. New York'ta daha 14 aylıkken otizm teşhisi konan Ege, yıllarca burada güzel bir eğitim almış. Eve gelen bir danışman kendilerine 200 adet okulun bulunduğu bir liste sunup, Ege'nin durumu için en uygun beş okulu işaretlemiş. Okulları inceleyen Veysel Bey de bir tanesinde karar kılmış.
Amerika'da otizmli çocuklara çok iyi bir eğitim imkanı sağlandığını ve halkın da otizmli bireyleri dışlamadığını anlatıyor Veysel Bey. Ege de hem okula gidip hem de eğitmenler gerek gördüğünde haftada birkaç gün evlerine gelerek ders almaya devam etmiş o süreçte. Fakat 2012 yılında annesini kaybeden Veysel Bey, duygusal bir karar alarak ailesinin de rızasıyla memleketi Türkiye topraklarındaki İzmir'e dönmüş.
Tabii öncesinde Ege için geniş çaplı bir araştırma yapmayı da ihmal etmemiş. Milli Eğitim Bakanlığı'nın yönetmeliğini okuduğunda, Türkiye'de de özel eğitimler verildiği, okulların çocukları kabul ettiği sonucuna varınca, Türkiye'ye geldiklerinde hiçbir şeyin yazılıp çizildiği gibi olmadığı gerçeğiyle karşılaşmış. Bu sebeple birkaç ay sonra ABD'ye geri dönmeye karar vermişken, kendisine sormuş "Peki Türkiye'deki otizmli çocuklar ne olacak?"

Veysel Şahin, kızı Rachel (23), büyük oğlu Efe (15) ve küçük oğlu Ege (14) ile birlikte İzmir'deki evlerinin bahçesinde.
'Kaç Kendini Kurtar' Mantığıyla Hareket Etmemiş!..
"Kendimi Sorumlu Hissettim"
Veysel Bey, 'kaç kendini kurtar' mantığını benimseyemediğini ve sorumlu hissettiğini ifade ediyor. Hazır Amerika'da da işlerin nasıl ilerlediğini tecrübe ettikten sonra, aynı işleyişi Türkiye'ye de getirebileceğine inanmış ve kolları sıvamış. Çünkü Amerika'da da 80'li yıllara kadar, aileler verilen eğitimden hiç de memnun değilken, devletin aldığı kararla bu işlerin işleyişi ve gelişimi sadece sivil toplum örgütlerine devredilmiş. Devlet ise sadece her konuda maddi destek sağlamaya başlamış. O zamandan beri de gerçekten otizmli bireyler Amerika'da büyük gelişim sağlayarak, kendi hayatlarını idame ettiren bireyler haline gelmeyi başarmış.
Buradan yola çıkan Veysel Bey de 2014 yılında bir dernek kurmuş ve kısa sürede bunu federasyona dönüştürmeyi başarmış. Amacı, daha fazla sayıda federasyonun kurulup birleşmesi ve oluşan konfederasyon sayesinde başta ABD olmak üzere Avrupa ülkelerindeki otizm kuruluşlarından destek sağlamak. Bu hedefine de yaklaşmış durumda. Türkiye Otizm Federasyonu Başkanı olarak bizzat kendisi tüm çalışmaların içinde yer alıyor. Ankara ve farklı şehirlerde kurulan diğer federasyonların çalışmalarına destek sağlıyor. Ve yakın zamanda birleşip konfederasyonu oluşturma niyetindeler.
Düzenlenen tüm sempozyumlarda şehir şehir dolaşıp konuşmalar yapıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin de kapısını aşındırmış. Birleşimiş Milletler'den davet almış. Amerika'dan bir uzman getirtmiş. Ancak her bir çaba tam olarak sonuca ulaşamamış. Sonuç, hep kaynak sıkıntısına dayandırılmış. Gerek Milli Eğitim Bakanlığı'ndan gerekse Aile Bakanlığı'ndan aldığı sözler ise pek de yerine getirilmemiş maalesef. Birkaç yasa çıkarılmasını sağlamalarına rağmen hala otizmli çocuklar Türkiye'de okullara alınmıyor. Öğretmenler ve veliler bu çocukları istemiyor. Okul yönetimleri "müşterimizi seçme hakkına sahibiz" diyerek işin içinden sıyrılıyor. Ya da bu çocukların ailelerinden fahiş bedeller isteniyor.
Ege'nin Gelişimi Yavaşlasa Da Geri Dönmeyip Türkiye İçin Savaşıyor...
Veysel Bey de ismini vermediği bir özel okulun sınıfını yaptırmasına, öğretmenlerin ücretlerini cebinden ödemesine rağmen kısa süre sonra Ege'yi istemedikleri söylenmiş. Kendi çabasıyla araştırıp bulduğu öğretmenlerle evde özel eğitim aldırmaya çalışıyor. Fakat ticari işi halen Amerika'da devam ettiği için sık sık New York'a giden Veysel Bey, orada Ege'nin gittiği okula gerçekleştirdiği bir ziyarette biraz hüzünlenmiş. Çünkü Ege'nin sınıf arkadaşlarındaki gelişimi görmüş. Onlar konuşabiliyor, dışa dönük fakat Ege halen konuşamıyor. Bunu görmek onu yaralasa da Türkiye için çabalamaya ve savaşmaya kararlı.
Yaklaşık 7 yılda en azından Türkiye'deki otizmli çocuk sahibi aileler artık yalnız olmadıklarını biliyor. Kurulan gruplar sayesinde birbirlerine destek olup bilgi alışverişi yapabiliyorlar. Kurulan federasyonlar sayesinde okullarda bir sorun yaşadıkları zaman Ankara'daki bakanlıklara şikayetleri bildiriliyor. Pek uygulanmsa da çocukların okullara kabulünü sağlayan kanun çıkarılmasını sağlamışlar. Yetersiz olan aylık 12 saatlik eğitim yerine 40 saatlik eğitim sözü almayı da başarmışlar ama o da uygulanmamış. Çeşitli şehirlerde güzel işleyen kendi okullarını kurmayı başarmışlar. Daha yolları uzun ama Veysel Bey umutlu.
"Biz Ölünce Evlatlarımız Ne Olacak?"
Onların tek dileği çocuklarının tıpkı Amerika'daki gibi iyi eğitim alarak diğer bireylerle kaynaştırılmaları ve kendi hayatlarını idame ettirebilir hale gelmeleri. Çünkü hepsinin aklında aynı soru var: "Biz ölünce evlatlarımız ne olacak?"
Veysel Bey'in konu hakkında verdiği tüm değerli bilgileri öğrenmek, Amerika ile Türkiye arasındaki farkı net kavramak için yukarıdaki videoyu izlemenizi öneririz.
YORUMLAR