ABD'deki Türk Derneğinden Biden'a Çağrı
Türk Amerikan Dernekleri Asamblesi (ATAA) ABD başkanlarının her sene 24 Nisan'da yayınladıkları sözde 'Ermeni soykırımı' açıklaması öncesinde, Başkan Joe Biden'a hitaben açık bir mektup yayınladı.

13 Nisan 2021 - 14:26
ATAA Başkanı Mazlum Koşma'nın imzasıyla yayımlanan mektupta, "Yarım milyonun üzerinde
Türk kökenli Amerikalı'nın ve ABD-Türkiye model ortaklığını destekleyen çok daha fazla
sayıda Amerikalı'nın öncü sesi ATAA adına, sizi, her yıl Ermeni-Amerikan toplumunun talep
ettiği anma niteliğindeki 24 Nisan mesajınızı şekillendirirken Türk-Amerikan bakış açısını da
dikkate almaya çağırıyorum." ifadesi kullanıldı.
Mektupta, Ermeni-Amerikan toplumunun, tarihi, dar ve propagandaya dönüştürülmüş bir
yaklaşımla ele aldığı belirtildi. ATAA'nın mektubunda, bu girişimlerin her birinin Türk-
Amerikan toplumunda ve ABD-Türkiye ortaklığında ciddi hasarlara yol açtığı hatırlatıldı.
Mektupta, "Türk-Amerikalılar olarak bizler, eski ABD başkanlarının Osmanlı-Ermeni Trajedisi şeklindeki hassas tarihi meselede tarafsız kalmayı sürdürmesini takdir ediyoruz ve bu yıl da 24 Nisan açıklamanızda sizi, Birinci Dünya Savaşı'nda önce ve savaş sırasında Ermeni isyanları, toplumlar arası çatışmalar, yer değiştirme, hastalık ve yetersiz beslenme gibi nedenlerde hayatlarını kaybeden herkesi anmaya çağırıyoruz." denildi.
Ayrıca, Osmanlı Ermenileri'nin tarih boyunca, Osmanlı İmparatorluğu'nun birçok doğu
bölgesinde etnik ve siyasi olarak homojen bir Ermeni devleti kurmak için isyan başlattığına da
dikkat çekilen mektupta, "Yıllar içerisinde Ermeni militanlar, köy köy gezerek Osmanlılar'a
sadakat gösteren sivilleri katletti. Bu kıyımlar, 1915'te Van bölgesinde 40 bin Türk, Arap, Kürt ve Yahudi'nin katledilmesiyle sonuçlandı. Ermeni milisler, işgalci Rus ve Fransız ordularıyla da işbirliği yaptı. Yabancı işgal, ihanet ve silahlı ayaklanmayla karşı karşıya olan Osmanlı hükümeti, bu gelişmelere, Osmanlı Ermenileri'ni savaş bölgelerinden başka yerlere yerleştirmek suretiyle yanıt verdi. Savaş bölgeleri dışındaki Ermeni nüfusu bundan etkilenmedi." ifadeleri de kullanıldı.
Mektupta, Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar 4 milyonun üzerinde Osmanlı Müslüman'ı,
tahminen 600 bin Osmanlı Ermeni'si ve 100 bin Osmanlı Yahudisi'nin hayatlarını kaybettiğine
işaret edilirken, "Ermeni lobi grupları, dönemin Ermeni teröristleri tarafından yapılan
katliamların Türk, Arap, Yahudi ve Kürt kurbanlarını görmezden gelerek, ABD ve diğer ülkeleri, Türk ulusunu Ermenilere'e karşı zulüm işlediği gerekçesiyle siyasi olarak mahkum etmeleri için kışkırtıyor." denildi.
Amerikalı Türkler'in ve dünyanın dört bir tarafındaki tüm Türkler'in, tarihi manipüle eden,
uluslarını lekeleyen bu çabalardan rencide olduğu hatırlatıldı. Ayrıca, bu iddiaların sadece
Türkler'i değil, Türkler'den nefret etmeleri ve intikam almaları öğretilen Ermeni nesillerin de
yara aldığına dikkat çekildi. Bu zihniyetin, maalesef 20'si ABD'de olmak üzere dünya genelinde
çok sayıda terör eylemine yol açtığı, 1970 ve 1980'lerde Ermeni terör örgütlerinin 230'un
üzerinde silahlı saldırı düzenleyerek, 31'i Türk diplomat 71 sivili öldürdüğü ve 520'nin üzerinde
kişiyi ağır yaraladığı ifade edildi.
Mektupta, aynı zihniyetin, California Valisi Gavin Newsom'ın ABD'de 1982'de Los Angeles
Başkonsolosu Kemal Arıkan'ı öldüren ve ömür boyu hapse mahkum edilen Ermeni asıllı
Amerikalı Hampig Sasunyan'ın tahliyesine karşı çıkmama kararına da yansıdığı hatırlatıldı. Vali
Newsom'ın kararının, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken tarafından kınandığı da hatırlatıldı.
ATAA'nın Biden'a açık mektubunda, "Osmanlı Ermeni Trajedisi" gibi hukuki ve tarihsel olarak
tartışmalı konuların, açık ve titiz bir bir bilimsel çalışma neticesinde çözüme kavuşturulması
gerektiği görüşü dile getirilerek, Türk hükümetinin bunun için Türk ve Ermeni uzmanlardan
oluşacak ortak bir komisyon kurulması teklifi ve Ermenistan'a arşivlerini açması çağrısı
hatırlatıldı. Ermeni hükümetinin bu teklifi reddettiği hatırlatılan mektuptan "Dünya liderleri,
Ermenistan'ı araştırmalara kapıyı açması, Ermeni toplumunu diyaloga daha açık olması ve her iki toplumu bir ülkeye, halkına ya da Osmanlı mirasına sahip belli bir Amerikan toplumuna önyargı olmadan uzlaşmaya açık olmaya davet etmeli." denildi.
Mektupta son olarak özetle şunlar kaydedildi:
"Amerikalı Türkler olarak biz bu zihniyetle geleceğe bakıyor ve çocuklarımızı buna göre
yetiştiriyoruz. Türk-Ermeni ihtilafında bize göre iki halk arasında diyalogun temeli, kendisini
iyileşme yoluna adayan bir atmosferde yaratılmalı. Bu iyileşme de tüm tarafların gerçeklerle
yüzleşmeye hazır olmasıyla hayata geçebilir. Türk Amerikan toplumu, sizin, daha önce
Amerikalılar olarak bizi etkileyen birçok çok konuda yaptığınız gibi bu meselede de hepimiz için ahlaki bir liderlik göstereceğinizi samimiyetle ümit ediyor."
Türk kökenli Amerikalı'nın ve ABD-Türkiye model ortaklığını destekleyen çok daha fazla
sayıda Amerikalı'nın öncü sesi ATAA adına, sizi, her yıl Ermeni-Amerikan toplumunun talep
ettiği anma niteliğindeki 24 Nisan mesajınızı şekillendirirken Türk-Amerikan bakış açısını da
dikkate almaya çağırıyorum." ifadesi kullanıldı.
Mektupta, Ermeni-Amerikan toplumunun, tarihi, dar ve propagandaya dönüştürülmüş bir
yaklaşımla ele aldığı belirtildi. ATAA'nın mektubunda, bu girişimlerin her birinin Türk-
Amerikan toplumunda ve ABD-Türkiye ortaklığında ciddi hasarlara yol açtığı hatırlatıldı.
Mektupta, "Türk-Amerikalılar olarak bizler, eski ABD başkanlarının Osmanlı-Ermeni Trajedisi şeklindeki hassas tarihi meselede tarafsız kalmayı sürdürmesini takdir ediyoruz ve bu yıl da 24 Nisan açıklamanızda sizi, Birinci Dünya Savaşı'nda önce ve savaş sırasında Ermeni isyanları, toplumlar arası çatışmalar, yer değiştirme, hastalık ve yetersiz beslenme gibi nedenlerde hayatlarını kaybeden herkesi anmaya çağırıyoruz." denildi.
Ayrıca, Osmanlı Ermenileri'nin tarih boyunca, Osmanlı İmparatorluğu'nun birçok doğu
bölgesinde etnik ve siyasi olarak homojen bir Ermeni devleti kurmak için isyan başlattığına da
dikkat çekilen mektupta, "Yıllar içerisinde Ermeni militanlar, köy köy gezerek Osmanlılar'a
sadakat gösteren sivilleri katletti. Bu kıyımlar, 1915'te Van bölgesinde 40 bin Türk, Arap, Kürt ve Yahudi'nin katledilmesiyle sonuçlandı. Ermeni milisler, işgalci Rus ve Fransız ordularıyla da işbirliği yaptı. Yabancı işgal, ihanet ve silahlı ayaklanmayla karşı karşıya olan Osmanlı hükümeti, bu gelişmelere, Osmanlı Ermenileri'ni savaş bölgelerinden başka yerlere yerleştirmek suretiyle yanıt verdi. Savaş bölgeleri dışındaki Ermeni nüfusu bundan etkilenmedi." ifadeleri de kullanıldı.
Mektupta, Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar 4 milyonun üzerinde Osmanlı Müslüman'ı,
tahminen 600 bin Osmanlı Ermeni'si ve 100 bin Osmanlı Yahudisi'nin hayatlarını kaybettiğine
işaret edilirken, "Ermeni lobi grupları, dönemin Ermeni teröristleri tarafından yapılan
katliamların Türk, Arap, Yahudi ve Kürt kurbanlarını görmezden gelerek, ABD ve diğer ülkeleri, Türk ulusunu Ermenilere'e karşı zulüm işlediği gerekçesiyle siyasi olarak mahkum etmeleri için kışkırtıyor." denildi.
Amerikalı Türkler'in ve dünyanın dört bir tarafındaki tüm Türkler'in, tarihi manipüle eden,
uluslarını lekeleyen bu çabalardan rencide olduğu hatırlatıldı. Ayrıca, bu iddiaların sadece
Türkler'i değil, Türkler'den nefret etmeleri ve intikam almaları öğretilen Ermeni nesillerin de
yara aldığına dikkat çekildi. Bu zihniyetin, maalesef 20'si ABD'de olmak üzere dünya genelinde
çok sayıda terör eylemine yol açtığı, 1970 ve 1980'lerde Ermeni terör örgütlerinin 230'un
üzerinde silahlı saldırı düzenleyerek, 31'i Türk diplomat 71 sivili öldürdüğü ve 520'nin üzerinde
kişiyi ağır yaraladığı ifade edildi.
Mektupta, aynı zihniyetin, California Valisi Gavin Newsom'ın ABD'de 1982'de Los Angeles
Başkonsolosu Kemal Arıkan'ı öldüren ve ömür boyu hapse mahkum edilen Ermeni asıllı
Amerikalı Hampig Sasunyan'ın tahliyesine karşı çıkmama kararına da yansıdığı hatırlatıldı. Vali
Newsom'ın kararının, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken tarafından kınandığı da hatırlatıldı.
ATAA'nın Biden'a açık mektubunda, "Osmanlı Ermeni Trajedisi" gibi hukuki ve tarihsel olarak
tartışmalı konuların, açık ve titiz bir bir bilimsel çalışma neticesinde çözüme kavuşturulması
gerektiği görüşü dile getirilerek, Türk hükümetinin bunun için Türk ve Ermeni uzmanlardan
oluşacak ortak bir komisyon kurulması teklifi ve Ermenistan'a arşivlerini açması çağrısı
hatırlatıldı. Ermeni hükümetinin bu teklifi reddettiği hatırlatılan mektuptan "Dünya liderleri,
Ermenistan'ı araştırmalara kapıyı açması, Ermeni toplumunu diyaloga daha açık olması ve her iki toplumu bir ülkeye, halkına ya da Osmanlı mirasına sahip belli bir Amerikan toplumuna önyargı olmadan uzlaşmaya açık olmaya davet etmeli." denildi.
Mektupta son olarak özetle şunlar kaydedildi:
"Amerikalı Türkler olarak biz bu zihniyetle geleceğe bakıyor ve çocuklarımızı buna göre
yetiştiriyoruz. Türk-Ermeni ihtilafında bize göre iki halk arasında diyalogun temeli, kendisini
iyileşme yoluna adayan bir atmosferde yaratılmalı. Bu iyileşme de tüm tarafların gerçeklerle
yüzleşmeye hazır olmasıyla hayata geçebilir. Türk Amerikan toplumu, sizin, daha önce
Amerikalılar olarak bizi etkileyen birçok çok konuda yaptığınız gibi bu meselede de hepimiz için ahlaki bir liderlik göstereceğinizi samimiyetle ümit ediyor."
YORUMLAR