Standford'ın Türk Dahisi: Kaan Alp Yay

Kariyer Kılavuzu'nun bu seferki konuğu; Harvard'a bir Türkün girmesini imkansız sanarken, tam bursla Harvard'a kabul edilip, buradaki lisans programını bitirince üstüne bir de Standford'da doktora programına da tam bursla kabul edilen, dahi çocuk Kaan Alp Yay. Kaan, fizik üzerine yaptığı ihtisasını ve bu okullara kabul edilişinde büyük rol oynayan, eğitim hayatına ve sosyal gelişimine de büyük katkı sağlayan çeşitli kamp tecrübelerinden de bahsediyor. Tüm öğrencilere ışık tutması dileğiyle...

Kaan Alp Yay Kimdir?
Standford Üniversitesi'nde fizik doktorası yapıyor. 3. senesinde ve son 2 senede yüksek lisans
derecesini de burada tamamlamış. Deneysel fizikçi olarak materyal fiziği alanında yoğunlaşıyor. Tez konusu, yüksek sıcaklıktaki süper iletkenler.

San Francisco'ya taşınmadan önce lisans derecesini Harvard Üniversitesi'nde tam burslu olarak fizik ve matematik bölümlerinde yapmış.

Tüm zamanını çeşitli laboratuvarlarda araştırmalar yaparak geçiriyor. Üniversite eğitiminde
Amerika'yı seçme sebebi de bu olmuş.

Lise eğitimini ise İstanbul Erkek Lisesi'nde tamamlayan Kaan, fiziğe olan merakını o yıllarda
keşfedince Almanya'daki Araştırma Enstitüsü'nde, sonrasında da İsviçre'deki Cern'de 3'er haftalık araştırma programlarına katılmış. Bu enstitüler sadece Alman öğrenci kabul ederken, Kaan kendi başarısıyla kendini kabul ettirmiş.

Fizik dışında müzik ve sporla da ilgilenen Kaan, hem gitar çalıyor hem de voleybol oynuyor. Bu
aktiviteler sayesinde çok sosyal ve aktif bir öğrencilik hayatı sürmüş.

11 yaşında, Amerika'da 'Songs of Hope' adında bir çocuk kampı tecrübesi yaşamış ve Harvard'a kabul edilmesindeki en büyük etkenin bu kamp tecrübesi olduğunu söylüyor. Bu 6 haftalık yaz kampı Minnesota St. Paul'de yer alıyor ve dünyanın her ülkesinden çocuk kabul ediyorlar.

Lise yıllarında da bu kampa 3 yıl boyunca görevli olarak davet almış Kaan.

Harvard'a Nasıl Kabul Edildi?
10. sınıfa gelene kadar Kaan'ın edinmiş olduğu yurtdışı eğitim tecrübeleri, ona farklı kültür ve dile sahip insanları tanıyıp sevme imkanı sunmuş. Bu sayede de Kaan 10. sınıfta Amerika'da okumaya karar vermiş.

O güne kadar da Harvard'da okuduğunu duyduğu yakın çevresinden hiç kimse olmadığı için. Harvard ona çok imkansız görünüyormuş. Oraya kabul edilenleri 'Marslı' zannettiğini söylüyor.

Tek tek neler gerektiğini araştırarak, gerekli adımları atmaya başlamış. Başvurularda sınavlar ve diğer belgeler dışında, Kaan da en önemli hususun kendinizi anlattığınız essay olduğuna vurgu yapıyor. Bu kompozisyonlarda, tam olarak kim olduğunuzu ve okula nasıl bir katkınız olacağını doğru ifade etmeniz gerektiğini söylüyor.

Kaan, 'Songs of Hope' kampına giderek utangaç ve içe dönük bir çocukken nasıl geliştiğini ve
sosyalleştiğini anlattığı kompozisyonu sayesinde seçildiğini düşünüyor. Ve mülakatlarda da meraklı, ilgili, heyecanlı, istekli ve çok enerjik görünmesinin ona fayda sağladığı kanısında.

Kaan'ın Vefası...
Gittiği dershanedeki fizik hocasının çok eğlenceli ders anlattığını söyleyen Kaan, meraklı yapısından ötürü kendisine fizik dışında da çok soru soran bir öğrenci olduğunu ekliyor. Ve bir gün sorduğu soru karşısında hocası Kaan'a, "Sen Harvard ya da Standford'larda okumalısın oğlum!" demiş. Kaan da ilk olarak Harvard'a kabul edildiğinde arayıp hocasına teşekkür etmeyi ihmal etmemiş.

KAYNAK: Kariyer Kılavuzu