Caner Türkmen'in, ABD'deki Sıradışı Başarı Öyküsü...
Bu haber, hayalleri olup peşinden koşmak için cesaret bulamayan girişimcilere yönelik sıra dışı bir başarı hikayesini anlatıyor. Faruk Erdoğan Youtube kanalından hikayenin sahibi Caner Türkmen ile güzel bir röportaj gerçekleştirmiş. Hiç İngilizce bilmeden San Francisco'ya gidip yazılımcı olmayı başaran Türkmen, bugün Türkiye'de kendi işinin başında. Onun yaşadığı bu mükemmel tecrübeden feyzalacak gençler mutlaka olacaktır.
Caner Türkmen Kimdir?
Caner Türkmen 10 yıllık tecrübesi olan bir bilgisayar programcısı. Özellikle web tabanlı uygulamalar ve mobil uygulamalar alanında çalışıyor. Aynı zamanda bir de girişimci. Amerika'ya gitme hikayesi de aslında bir girişimdi onun için. Her zaman istediği bir şey olduğunu ifade ediyor.
Türkiye'deyken 'seed' (tohum) yatırımı veren firmalarla ve inkübasyon merkezleriyle ve buralarda eğitim veren Amerikalı eğitmenlerle iletişim halinde çalıştığı için, her zaman aklında bir fikir olarak Amerika'ya gidip, Silikon Vadisi'nde bir teknoloji şirketinde çalışmak hayali oluşmuş.
Profesyonel olarak çalıştığı şirket dışında, önceden bir arkadaşıyla da startup bir girişim tecrübesi yaşamış. İşte tam da Amerika hayali kurarken, bu arkadaşından bir etkinlik kapsamında San Francisco'ya seyahat edeceği haberi alan Türkmen, "Ben de geliyorum." diyerek hayaline ilk adımını atmış.
Zaten yine birlikte projeler yapmayı planladıklarından, Amerika'ya geldiklerinde çeşitli yatırımcılarla da görüştüklerini anlatıyor.
ABD Vizesi Almak Kolay Oldu Mu?
O dönem hiç İngilizce bilmeyen Türkmen, yine de cesaretli bir adım atmış. Ayrıca, henüz askerliğini de yapmadığını ve üzerine kayıtlı herhangi bir mal mülk de bulunmadığını anlatıyor.
Bu meslekte çekirdekten yetiştiğini söyleyen Türkmen, iyi bir üniversitenin iyi bir bölümünden mezun olmadığını belirtiyor. Tüm bu sebepler bir araya geldiğinde Amerika'dan vize alması zor görünüyormuş. Fakat buna rağmen ilk seferde vize almayı başarmış. Vize almanın zannedildiği kadar korkutucu olmadığını söylüyor.
Amerika'da Kalmaya Nasıl Karar Verdi?
Aslında Amerika'ya bir etkinliğe katılmak için vize başvurusu yaparken, bu etkinliğin iptal edildiğini öğrenmelerine rağmen arkadaşı Murat ile birlikte kendi projeleri için; sadece 11 günlüğüne gidip, gezip, çevre edinip, gerekli bağlantıları bu sayede kurup, mümkün olursa da bir yatırım sözü alarak geri dönmeyi planlamışlar. Niyetleri kendi projelerini, bu yatırımla Türkiye'de tamamlayıp ABD'ye dönmekmiş.
Bu arada gitmeden önce, Amerika'ya daha önce giden herkesle görüşüp fikir almış. Herkesin ama özellikle de vizyonundan çok etkilendiği bir beyfendinin tek tavsiyesi 'Ne yapıp edip ABD'de kal, geri dönme. Gerekirse sokakta yat!' olmuş. Çünkü IT sektörünün kalbi San Francisco'da ve çok iyi imkanlar var. Ve bu fikir aklına yatınca, zaten hayali de bu olduğundan söz dinleyip ABD'ye gelmişken kalma kararı almış.
Amerika'da Nasıl İşe Girdi?
Arkadaşıyla 11 günlük süreçte İngiltere Başkanı'na danışmanlık yapan bir beyefendiden tutun da, Türkiye'deki bir başka arkadaşlarının yönlendirdiği bir isme kadar çok önemli yatırımcılarla görüşüp projelerini tanıtmışlar.
Arkadaşının yönlendirdiği kişi, Caner Türkmen ve Murat ile buluşmaya, yanında bir başka arkadaşıyla gelmiş. O kişi Türkmen'in ilk etapta çok moralini bozmuş; çünkü onu gerçeklerle yüzleştirmiş. Hiç İngilizce bilmiyor! Yazılım alanında mükemmel olduğu bir dal yok! İyi bir üniversiteden mezun değil! Çalışma izni yok! Amerika için tek avantajlı özelliği bir Amerikalıya göre 'ucuz' olması! Kimse de sırf bunun için kaçak işçi çalıştırmaz! Ama yine de tanıdığı bir şirkette görüşme ayarlamış Türkmen'e.
Yine şansı yaver giden Türkmen, görüşmeye gittiği şirketin Türk ortaklı olduğunu ve yazılım departmanının yöneticisinin de Türk olduğunu söylüyor. Bu sayede Türkçe mülakat yapma şansı olmuş. Patron ve yönetici Türk olunca, İngilizceden daha çok tecrübe ve bilgisini önemsemişler ve İngilizceyi çabuk öğrenebileceğini söylemişler. Ve bu şekilde Amerika'daki iş hayatı başlamış Türkmen'in. Kısa sürede de en hayati projelerin içinde yer almayı başarmış.
İngilizce Bilmeden Nasıl İletişim Kurmayı Başardı?
Amerika'ya gelmeden önce Türkiye'de 1 ay hızlandırılmış kurs alan Türkmen, hiçbir faydasını görmediğini söylüyor. İngilizcesi, işe girdikten sonra gelişmeye başlamış. Hala daha derin politika konuşacak kadar çok iyi düzeyde İngilizce bilmediğini söylüyor.
İngilizce bilmediği için iş yapamama pozisyonuna hiç düşmemiş. Çünkü etrafında yardım isteyebileceği yine Türkler varmış. Ama azimle 6 ayda İngilizce öğrenmeyi başarmış. Özellikle toplantılarda çok zorlandığını, çünkü iş becerisiyle kısa sürede önemli işlerde pozisyon almaya başladığını anlatıyor. Problem yaşamamak için ilk 6 ay toplantılarda, İngilizcesi iyi olan arkadaşlardan destek almış.
İngilizce öğrenmek için ekstra, işe gidip gelirken mobil uygulamalardan İngilizce çalışıp, bol bol insanlarla sohbet etmeye çalıştığını anlatıyor. Evsizlere sigara ikram edip sohbet ediyormuş.
Girişimcilere Tavsiyeleri Neler?
Kendi önündeki bariyerlere takılmadan, özgüvenle ve inanarak adım atmalarını tavsiye ediyor. "Cesaretli olun!" diyor. Hayalinizin peşinden bir an önce harekete geçmenin önemine vurgu yapıyor.
KAYNAK: Faruk Erdoğan