"Amaç Türk Toplumunun Yapısını Bozmak"
Bu hafta Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Ali Murat Kırık'la sosyal medya üzerine bir röportaj gerçekleştirdik. Abdpost.com'dan İlknur Yılmaz'ın, dijital dünyası üzerine merak edilen sorularını yanıtlayan Kırık, önemli açıklamalarda da bulundu. İşte röportajın detayları...
Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Ali Murat Kırık'la, sosyal medya ve dijital dünyası üzerine konuştuk. YouTube’un Türkiye’ye açacağı temsilcilik hakkında bilgilendimeler veren Kırık, "fake hesap" diye nitelendirilen sahte hesaplardan tutun, telif hakları gibi birçok farklı başlıklardaki soruları, Abdpost.com'dan İlknur Yılmaz'a yanıtladı.
"Türkiye'de Ortalama Bir Kullanıcı YouTube'da 11 Dakika 44 Saniye Video Seyrediyor"
- Biliyorsunuz ki YouTube, Türkiye'ye temsilcilik açacağını bildirdi. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Geç kalınmış bir karar mı bu sizce?
"Öncelikle ben bu kararı kendi adıma doğru buluyorum. Çünkü Türkiye'de biz çok yoğun bir şekilde YouTube'da vakit geçiriyoruz, takip ediyoruz, YouTube'da içerik üreticisi haline geldik. YouTube'un temsilci atayacağını bildirmesi bizler için oldukça mutluluk verici. Çünkü YouTube temsici atamasaydı, reklam cezasıyla karşı karşıya kalacaktı. Yasal sürede temsilci bulundurmayan sosyal paylaşım ağlarına, öncelikle Ekim ayı sonu Kasım ayı başı itibariyle, 10 milyon Türk Lirası ceza kesilmişti. Aralık başı itibariyle yine temsilci bildirmeyen sosyal paylaşım ağlarına, 30 milton Türk Lirası yine PTK tarafından ceza kesilmişti. YouTube bu kararı memnuniyet duyduğunu söyleyerek aktardı. Neden Youtube, Türkiye'ye böyle bir güzelleme yapsın? Buna ihtiyacı yok ki. Demek ki burada Türkiye'nin attığı adımların ve kararların ne kadar sağlıklı ve doğru olduğunu gözler önüne seriyor. Burada objektif bir bakış açısıyla değerlendirmemiz gerekir."
"Bugün dünya geneline baktığımızda YouTube'un 2 milyar kullanıcıya sahip olduğunu görüyoruz. Bu çok önemli bir rakam. Türkiye'ye baktığımızda Google'dan sonra en çok tıklanan 2. web sitesi olması da çok önemli. Türkiye'de özellikle Youtube üzerinden içerik izleyen,videolar paylaşan, videolar üreten 50 milyon kullanıcı olduğunu görüyoruz. 83 milyonluk Türkiye nüfusunun 50 milyonunun YouTube kullanıcısı olması, Türkiye'nin YouTube açısından ne derecede önemli bir ekonomik reklam pazarı olduğunu gözler önüne seriyor. Türkiye'de ortalama bir kullanıcı, kişi başına 11 dakika 44 saniye YouTube'da video seyrediyor. Özellikle izlenen video ortalamasına baktığımızda "6.7" yani hemen hemen hepimiz bir oturuşta gün başına 6-7 video seyrediyoruz."
"Sosyal Medyada Algı Operasyonlarının Yapılması, Terör Örgütü Eylemlerinin Gerçekleştirilmesinin En Temel Sebebi: Türk Toplumunun Yapısını Bozmak"
- Sahte profil olarak adlandırdığımız, 'fake hesap' dediğimiz var. İnsanlar bu hesaplardan insanlar tacize ve şantaja uğruyorlar. Bunlara yönelik yaptırımlar nelerdir? Bize biraz bahseder misiniz?
"Sosyal medya yasasının ortaya çıkmasında sahte haberin çok yoğun şekilde gerçekleşmesi, sosyal medyada bir virüs gibi yayılması, sosyal medya üzerinden çok yoğun şiddet içerikli mesajların ve içeriklerin paylaşılması, şantaj, tehtit olaylarının meydana gelmesi, aslında bu yasanın çıkmasını sağladı. Dolayısıyla aslında bize sahte hesaplarla mücadele noktasında çok önemli avantajlar sağlıyor. Ne sağlıyor? Bu yasa kapsamında; sosyal medya şirketlerine siz bir sahte hesap üzerinden, size yönelik bir tehtit, aşağılama, taciz, şantaj, vs. bulunuyorsa, bir kere Türkçe başvuru yapabileceksiniz. Bu son derece önemli. Türkiye'de herkes ingilizce bilmiyor olabilir. İngilizce konuşmuyor olabilir. Temsilcilik açılması bu noktada bize avantaj sağlayacak. Özellikle sahte hesaplar üzerinden özel hayatın gizliliğinin çok yoğun şekilde ihlal edildiğini gördük. Birisi bir şey atıyor ortaya. Ondan sonra o hesap ortadan kalkıyor ve insanlar birbiriyle çakışıyorlar, kavga ediyorlar. Sosyal medyada algı operasyonlarının yapılması, terör örgütü eylemlerinin gerçekleştirilmesinin en temel sebebi, Türk toplumunun yapısını bozmak."
-Amerika Birleşik Devletleri'nde bakanlıklara siber saldırı yapıldı. Bu aynı zamanda uluslararası bir suç demek. Peki devletlerin siber saldırılara yönelik yaptırımları nelerdir? Avrupa'da ve Amerika'da buna nasıl cezai yaptırımlar uygulanıyor?
"Geçmişteki kara, hava, deniz savaşlarının yerini, siber savaşlar almaya başladı. Çünkü artık dijital dünyaya bıraktı ülkeler hakimiyetlerini. Dijital dünya artık kendine özgü bir sanal alan oluşturmaya başladı ve ülkeler burada hakimiyet kurmak, kendi teknolojilerini geliştirmek ve teknolojilerini bütün dünyaya yaymak istiyorlar. Tıpkı sosyal medya mecralarında olduğu gibi. Amerika aslında bu alandaki özgürlüğünü hiçbir şekilde kaybetmek istemiyor. Biraz bu noktada TikTok'u sürekli eleştirmeleri, TikTok'un kamuoyunda hep olumsuz bir mecra olarak çıkması, TükTok'un veri hırsızlığıyla gündeme gelmesinin altında yatan bir temel etmende bu. Zannetmeyin ki Facebook, Instagram, YouTube bizim kişesel verilerimizi kullanmıyor da sadece TikTok kullanıyor. Ama dikkat edersiniz ki, bu saydığım mecraların sahipliği Amerika Birleşik Devletleri'nde ama TikTok ilk defa ABD dışında ortaya çıkan bir sosyal medya mecrası. Bunun altında da ülkeler arasında psikolojik ve teknolojik harplerin var olduğunu görüyoruz. Geçmişte dünya iki blokluyken soğuk savaş dönemlerinde bir Amerika bloğu vardı. Bir de Sovyet bloğu vardı. Şimdi artık teknolojinin iki bloktan giderek üç bloğa dağıldığını görüyoruz. Yani; Çin, Rusya ve Amerika arasında değişen bir yapı söz konusu. Sadece bu alanda Rusya'nın ve Amerika'nın yetişen personelinin var olduğunu görüyoruz. Türkiye'de bu alanda bir siber güvenlik lisesinin açılacağı ifade edilmişti. Bunun da ben son derece önemli olduğunu düşünüyorum. Çünkü geleceğin mesleklerini sayıyoruz ya biz, siber güvenlik uzmanlarının bu noktada çok önemli bir misyonu olacak gelecekte."
-Sosyal medyada yayınlanan metin fotoğraflarının haber sitelerinde kullanılmasının hukuki boyutu nedir? Kullanan kişi bu durumda nasıl hükümlülük altına girer?
"Bugün çok fazla haber sitesi açılmaya başlandı. Pandemi döneminde haberciliğin daha fazla internet ortamına kaydığını görmeye başladık. Buradaki görsellerin, içeriklerin ne olduğunu, oradki editör arkadaşımızın 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu hakkında yeterince bilgi birikimi olmaması ne yazık ki suç işlemisine sebebiyet veriyor. Diyelim ki; sosyal medyayla ilgili bir haber oluşturuyoruz. Bu haberi oluştururken hemen Google'ı arıyoruz.Google'dan görsellere giriyoruz. Oradan haberimize en yakın görseli direkt olarak önce bilgisayarımıza indiriyoruz, daha sonra haber sitemizin fotoğraf sekmesine ekliyoruz. Artık Google bir ibare koydu. "Her internette bulduğunuz görsel, telif haksız değildir. Telif hakkına tabi olabilir. Kullanırken dikkat edin" gibi bir ibare yer almaktadır.
-Google'da bulunan fotoğrafları kullanırken telif sorunu ile karşılaşılıyor. Peki bunun hukuki boyutu nedir? Oradaki telif sorunundan da bahseder misiniz?
"Özellikle bugün dijital ortamın hayatımızın merkezine girmesiyel birlikte, internet haber sitelerinin kopyala yapıştır habercilik yaptığını görüyoruz. Görselleri bire bir aldığını, kopyaladığını görüyoruz. Bazı görseller, ajans tarafından sunuluyor. İnernet siteleri ajanslara abone ise bunların ücretleri var. Aylık bunları vererek ajanslardan içerikler geliyor. Bir ajans haberini izinsiz bir şekilde kullanıyorlar, sitelerine gömüyorlar. Ajansların ve büyük haber sitelerinin sadece bir yetkilisi var ki, bu işlerle uğraşıyor. Benim görselimi kullanmışsa telif alayım diye. 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'na göre, izinsiz bir şekilde kullanıma girer. Bunun da adli para cezası vardır."
Ali Murat Kırık, WikiLeaks belgeleri hakkında önemli açıklamalarda da bulundu. Bunun haberciliğe katkı sağladığını belirten Kırık, hukuk açısından büyük bir suç olduğunun da altını çizdi.
Röportajın Tamamı İçin: